Seni sevdik, Gönül verdik Şanlı Galatasaray

Seni sevdik, Gönül verdik Şanlı Galatasaray

31 Aralık 2011 Cumartesi

Deklarasyon

Ne mutlu banaki Galatasaray taraftarıyım.

Allahıma bin sükürler olsun. Hakkatten büyüksün be Galatasaray. Bizleri en fazla; nasılda koyduk lan, ne biçim yenildiniz gibi söylemlerle muhatap ediyorsun ki yeri geliyor eğlenceli oluyor, en azından konu maç muhabbetleri içinde dönüyor.

Ya rakiplerimiz durup durup haklı olarak, şikeciler, ruhsuzlar, hırsızlar sizi deselerdi. Başım önde gıkım çıkmazdı elbette. İstersem her yıl şampiyon olayım tüm maçlarımı satın almakla suçlayacaktı beni rakiplerim yine haklı olarak.

Mazallah mazallah. İyi ki Galatasaraylım. Bu sevgi Sayesinde futbol muhabbeti açıldığında yenilsemde yensemde

en azından;

Başım dik olarak katılıcam her ortama.

Ülkemizde Birincisi Düzenlenecek Olan Ulusal Şike Şenliği

İş iyice çığrından çıktı. Yasayı geçtik, 58. maddenin değiştirilmesini geçtik, kulüpler şikenin artık tam anlamıyla suyunu çıkardı. Şikeye ve teşviğe karışan kulüplerin bir defaya mahsus olmak üzere bu sezon küme düşürülmemeleri için önerge hazırlıyorlar. Şike de yapmışsan, teşvik de dağıtmışsan ligden düşmeyeceksin. 26 Ocak’taki genel kurulda bu öneriyi oylayacaklar. O güne kadar bu girişime herkes sessiz kalırsa da büyük bir oy çokluğuyla amaçlarına ulaşacaklar. Şimdilik tepki koyanlar sadece Galatasaray, Trabzonspor ve Orduspor. Tabii ki yeterli değil. Federasyon bile maalesef müdahale etmiyor. Ama birileri artık ‘dur’ demeli. Bu bir rezalet. Siz kimsiniz ya? Milyonların sevdalısı olduğu futbolu hangi hakla bu derece kirletiyorsunuz, kişisel çıkarlarınız uğruna istediğiniz gibi yönetmeye kalkıyorsunuz? Bu karara son noktayı koyarsanız sizler de varolduğu müddetçe Türk futbolu asla temizlenmeyecek. Çekin artık o kirli ellerinizi.

26 Ocak’a kadar olan sürede ne tür gelişmeler olup bitecek hep beraber izleyeceğiz. Ahlaksız öneriyi kamuoyu tartışacak da 58. maddenin değiştirilmesi artık kesin. Ama bu değişiklik sonrası herkes kaderine razı, UEFA cezayı keserse de bu işlere önayak olanlar hesap vermeye hazır olsun. Bu kongre Türk futbolunda milat anlamında. İşte bu nedenle bu kez kapalı kapılar ardında oldu bittiye getirilmesin. Her şey şeffaf olsun. Türk milleti de oralarda neler olup bitiyor yakından görsün, herkese notunu versin. İşte bu nedenle... * Adı şike soruşturmasında geçen kulüpler oy kullanmasın. * Açık oylama yapılsın. * Şike girişiminde bulunulan her maç için -3 değil, -10 puan ceza verilsin. * UEFA’nın müdahalede bulunmayacağına dair sözlü değil yazılı teminat alınsın, bu durum da kamuoyuna açıklansın. * Kasımpaşa, Buca, Konya Süper Lig’e geri alınsın. * Madem ki istediniz mi her şey bir çırpıda hallediliveriyor, Etik Kurulu’nun nihai raporunu da bu tarihe kadar yetiştirin. * Rapor doğrultusunda da federasyon olarak kanaate dayalı kararınızı açıklayın. Şampiyon kim, kupa el değişterecek mi artık bilelim, kaosa bir son verelim.

Düşmenin kaldırılmasında başı çeken isimlerden biri de Yıldırım Demirören. Yanlış yolda. Büyük risk alıyor. Aldığı risk şu... Fenerbahçe’yi değil ama Fenerbahçe markasını, dolayısıyla ekonomik açıdan Türk futbolunu ve kendi kulübünü kurtarma uğruna gerekirse Beşiktaş’ın Avrupa’da oynamamasını göze alıyor. Soruşturmada şu ana kadar ortaya çıkan belgelerde Beşiktaş’ın küme düşürülmesini gerektirecek ciddiyette bir eylem yok. Peki şikeye bir kereye mahsus af gelirse ne olur? Sıfır tolerans mantığı izleyen UEFA raconu nasıl keser? Toplu bir ceza gelirse Beşiktaş da yanar. Sorumlusu da Demirören olur. Sözde UEFA iç işlere karışmayacakmış. Bu boş laflara karnımız tok. Gösterin UEFA’nın yazılı teminatını herkes ikna olsun. UEFA ne kadar acımasız olduğunu Sion’a kestiği faturada gösterdi. Ya sıfır tolerans konusunda son derece hassas olan UEFA, Türk takımlarını Avrupa’dan 2-3 yıl men ederse! Sayın başkan da ceketini alıp gitmeye hazır mı acaba?




Galatasaray’ın deklarasyonundan da çok iyi anlaşılıyor ki 5 Ocak’taki Kulüpler Birliği toplantısında kıyamet kopacak. Trabzonspor ve Orduspor’la birlikte şike affına karşı çıkan Galatasaray çok sert bir açıklama yaptı. Herkesin her gün fikir değiştirdiği kaos ortamında sağa sola yalpalamadı Galatasaray. Çizgisini koruyarak tavrını hep çok net ortaya koydu. Adnan Öztürk’ün sözleri de geri adım atmayacaklarını gösteriyor. Sayın Öztürk’ün yakın çevresiyle paylaştığı şu: “Şike yapanların küme düşürülmemesi yönünde karar almayı düşünen kulüplere 5 Ocak’taki toplantıda herkesin önünde ağır konuşacağım. Eserim, gürlerim, gider yaparım. Oluşacak tepkilere göre de Galatasaray Kulüpler Birliği’nden çekilebilir.” Helal olsun Galatasaray’a, bravo Adnan Öztürk’e.

Kulüplerin Türk futbolunu, Fenerbahçe’yi kurtarmak için didinmelerine anlam veremediğim bir nokta var. Kulüpler af derdinde de karşı tarafta af bekleyen bir kulüp yok ki! Karşıda “Ben suçsumuz, masumum, aklanacağım. Talimat değişmesin, küme düşme kaldırılmasın” diyen bir kulüp ve onun başkanı var. Ki o kulüp mitingler bile düzenliyor. Tutuklu isimlerin çoluk çocuğu da bu uğurda alet ediliyor. Mitingde Ömer Çavuşoğlu çıkıyor “Fenerbahçe Cumhuriyeti” diyor, “Aziz Yıldırım Türk sporunun Atatürk’ü” diyecek kadar ileri gidiyor. Fenerbahçe televizyonu, internet sitesine de gerek yok. Gazeteler “Cumhuriyet mitingi” başlıkları atıyor. 2-3 bin kişilik topluluk onbinlerle ifade ediliyor. Olduk olmadık Fenerbahçeliler’in sözleri manşetlere taşınıyor. İnsanlar kandırılıyor. Hakan Bilal Kutlualp daha da ileriye gidiyor, Aziz Yıldırım’ın şike yapmadığını, bu işe hiç mi hiç yeltenmediğini, aksine dolandırıldığını iddia ediyor. Yani şike yok, teşvik yok. Af, aman dileyen yok. Devletin polisi boşa çalışmış. Bizler aylardır halisünasyon görmüşüz. Öyleyse ey kulüpler, siz neyin peşindesiniz?